Siltaş Yapı
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir
*Siltaş Yapı hakkında bilgi alabilir miyiz? (Kuruluş, faaliyet konuları, ekip, vs...)
Siltaş Yapı olarak iş dünyasındaki 40 yılı aşkın köklü geçmişimizde biriktirdiğimiz tecrübe ve güvenin ışığında 2011 yılından bu yana inşaat sektöründe faaliyet gösteriyoruz. İnsan odaklı ve kente değer katan yapılar inşa ederek toplumsal yaşama ve kent vizyonuna nitelikli bir değer kazandırıyoruz.
Arsa geliştirme, projelendirme, üretim, teslim ve satış sonrası hizmetlere kadar her alanda çok hızlı ilerleyen bir şirketiz. Projelerimizde planladığımız her unsuru, en ince ayrıntısına kadar, eksiksiz olarak, zamanında yerine getiriyoruz. Proje geliştirdiğimiz bölgeleri derinlemesine analiz ediyoruz. İleri inşaat teknolojisi ile kaliteli yapılar inşa ederek hedef kitlemizin ihtiyaç ve taleplerine cevap veriyoruz. Merkezi lokasyonlarda, yatırım potansiyeli yüksek projeler geliştiriyoruz. Bu sayede projelerimizin satışını kısa sürede tamamlıyoruz. İnşaat sektöründe kısa sürede yarattığımız güvenle de sadık ve kemikleşmiş bir müşteri kitlesine ulaştık.
Tüm projelerimizi sosyal donatı alanı, yeşil alan, konut ve ticari ünitelik alan olarak hayata geçiriyoruz. Yepyeni projelerle, konumlandığımız bölgelerin ve insanların hayatına değer katmak için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.
Tecrübe, güven ve kalite; Siltaş Yapı’nın temel taşlarını oluşturuyor. Bu taşlarla döşediğimiz yolda, sağlam adımlarla ilerliyoruz. Yalnızca ev değil yüzlerde gülümsemeye dönüşecek huzur dolu bir yaşam inşa ediyoruz. İnşaat bizim için; kente değer katan yapılar misyonumuzla hayatı kolaylaştıran, insanların yüzünde kocaman bir tebessüm oluşturan ve hep “İyi ki” dedirten özgün yapılar tasarlamak anlamına geliyor. Ülkemize yatırım yapmaya, istihdama katkı sağlamaya, insanları hayallerindeki yaşam alanlarıyla buluşturmaya, İstanbul’un deprem tehdidine karşı daha güvenli bir hale gelmesine katkı sağlamaya devam ediyoruz.
*Tamamladığınız projeler hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz? (Projenin adı, yeri, büyüklüğü-alanı, neleri kapsadığı, yatırım bütçesi, başlangıç-bitiş tarihi kısaca)
Bugüne kadar ağırlıklı olarak; Pendik, Kartal, Maltepe aksında iş merkezlerinin yanı sıra Siltaş Nova Park, Siltaş Mavi Park, Siltaş Teras Park, Siltaş Safir Park, Siltaş Flora Park ve Siltaş Marina gibi çok sayıda yeni nesil konut projesini hayata geçirdik. Şu an devam eden projelerimiz arasında Anadolu Yakası’nın her geçen gün hızla değerlenen yerleşim alanlarından Pendik’te Siltaş Panorama ve Siltaş Korupark, Sancaktepe’de ise Siltaş Comfort yer alıyor.
*Devam eden ve yeni başlayacak projelerinizi öğrenebilir miyiz?
Şu an Siltaş Korupark projemiz hızla ilerliyor bu projemizle de ayrıcalıklı bir yaşam sunmaya hazırlanıyoruz. En güncel deprem yönetmeliğine uygun olarak titizlikle inşa ettiğimiz ve yatay mimariyi konsept olarak belirlediğimiz Siltaş Korupark, İstanbul’un değeri hızla yükselen bölgelerinden Pendik’te şehrin oksijen deposu Aydos Ormanı’na birkaç dakika mesafede konumlanıyor. Proje 114 daire ve 9 villadan oluşuyor. Toplam 13 bin metrekarelik inşaat alanında yükselmeye başlayan projemiz, doğanın içinde ikonik bir yaşam vadediyor. İstanbul’un en sağlam zeminli bölgelerinden birinde, yüksek deprem standartları ve deprem yönetmeliğine uygun olarak, radye temel ve betonarme karkas sistemi ile inşa edilen projemizde 3, 5+1 ve 4,5+1 daire tipleri yer alacak. Villalarımız ise 5+1 olarak yapılıyor.
Projemiz, ulaşım alternatiflerinin kesişim noktasındaki konumuyla da yaşamı kolaylaştırmaya hazırlanıyor. Sabiha Gökçen Havalimanı’na 5, metro istasyonuna 10, Kuzey Marmara Otoyolu ve E-5’e 10, TEM Otoyolu’na 6, civardaki alışveriş ve eğlence noktalarına 5 dakika uzaklıkta yer alan projemiz; doğanın yanı başında, şehrin merkezinden kopmadan ayrıcalıklı bir yaşam sürmek isteyenleri buluşturacak. Doğayla baş başa bir yaşam sürdürmek isteyen ancak şehrin dört bir yanına da dakikalar içerisinde ulaşmayı önemseyenler, projemizin ulaşım alternatiflerinin kesişim noktasındaki konumuyla hayatlarına çifte konfor kazandıracak.
Beş yılı aşkın süredir projelerimizde uyguladığımız ve sadece bir ev değil komple bir yaşam alanı sunduğumuz LifeX konseptimize bu projede de yer verdik. Projemiz, LifeX konsepti içerisinde yer alan yüzme havuzu, fitness salonu, sauna, kafe kütüphane, çocuk parkı, kamelya, süs havuzları, yürüyüş ve bisiklet parkuru, e-şarj altyapısı, yerden ısıtma sistemi, misafirler için kiralanabilir süit daire ve 7/24 güvenlik imkânı ile hayata ekstra değer katacak. Bunun yanında merkezi süpürge sistemi altyapısı, stor perde altyapısı, giyinme odalı ve çamaşır odalı daire konseptiyle de proje sakinlerinin yaşamını kolaylaştıracak.
Devam eden diğer projemiz ise Siltaş Comfort; tecrübe, güven ve kalite üzerine kurulu olan Siltaş Yapı çizgisini, kalitesini ve tasarım anlayışını yansıtıyor. Projemiz; sıra dışı mimarisi, yatırım değeri, seçkin yaşam tarzı, her beğeniye uygun farklı daire tipleri ve alışılmışın dışındaki sosyal olanakları ile fark yaratıyor. Anadolu Yakası’nın oksijen deposu Aydos Ormanı’na birkaç dakika mesafede, İstanbul’un en hızlı değer kazanan bölgelerinden Sancaktepe’de konumlanıyor. İstanbul’un en sağlam zeminli bölgelerinden birinde, yüksek deprem standartları ve deprem yönetmeliğine uygun olarak, radye temel ve betonarme karkas sistemi ile inşa ediliyor. 5500 metrekarelik inşaat alanında yükselecek projemiz 12 katlı 2 bloktan oluşuyor. Projede çeşitli büyüklük ve özellikte 100 konut ile üç katlı iki farklı showroom ve tek katlı ticari alanlar bulunuyor.
Siltaş Comfort, bir yandan teknolojik altyapısıyla proje sakinlerini geleceğe hazırlarken öte yandan doğallığını korumaya da özen gösteriyor. Projemizde ustalıkla inşa edilen ferah yaşam alanları yuvaya dönüşüyor. 2+1 ve 3+1 daire tipleriyle, yaşam alanlarının en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü projemizde ayrıcalıklı bir yaşam sunacağız. LifeX konseptimiz ile sadece bir ev değil, gerçek ve yaşayan bir yaşam alanı planlıyoruz.
Adını, önü hiç kapanmayacak panoramik deniz manzarasından alan Siltaş Panorama projemizi de yoğun şehir rutininde hep istenen ama ikinci plana atılan bir yaşamı sunmak için tasarladık. Anadolu Yakası’nın her geçen gün hızla değerlenen yerleşim alanlarından Pendik’te denize ve yeşile komşu olarak konumlanan projemiz; kayıpsız alan felsefesiyle modern bir mimari, trafikten uzak, doğanın içinde huzurlu bir ortam ve eksiksiz bir sosyal yaşam deneyimi sunmaya hazırlanıyor. 23 bin metrekarelik arazi alanında yükselecek projemiz 7 ve 11 katlı 13 bloktan oluşuyor. Projede çeşitli büyüklük ve özellikte 650 konut ve 24 ticari ünite bulunuyor. Projemizin yüzde 65’ini sosyal donatı ve peyzaj alanlarına ayırdık. LifeX konseptinin içerisinde proje sakinlerinin misafirlerini beş yıldızlı otel konforunda ağırlayabilecekleri misafir süiti, geniş ekranda film ya da maç izleyebilecekleri cep sineması, klasik bir kafeterya yerine içeceklerini yudumlarken aynı zamanda kütüphaneden seçtikleri bir kitabı okuyabilecekleri bir kafe-kütüphane başta olmak üzere yaşama ekstra konfor katacak pek çok detay bulunuyor. Elektrikli araçlar için e-şarj istasyonu altyapısının bulunduğu projemizde; yüzme havuzu, toplantı odası, çocuk oyun odası, fitness salonu ve sauna da yer alıyor. Ayrıca projemiz kara, deniz, hava yolu ve raylı sistem gibi pek çok farklı ulaşım alternatifinin kesişim noktasında yer almasıyla da fark yaratıyor.
*Konut tercihleri neye göre yapılmalı, nelere dikkat edilmeli? Deprem gerçeği ile karşı karşıya olduğumuz bir dönemdeyiz.
Deprem kuşağı üzerinde konumlanan bir ülke olarak depreme karşı dayanıklı binalarda oturmak en büyük hakkımız. Yakın zamanda yaşadığımız büyük depremler de konut tercih kriterlerinde güvenilirliği ilk sıraya çıkardı. Binaların dayanıklılık karnesi konut tercihlerinde belirleyici bir rol üstleniyor. Depreme karşı dayanıklılık noktasında mevcut yapı stoğumuzun yetersiz olduğunu biliyoruz. Çünkü dayanıklı binalar demek, belli ulusal ve uluslararası yönetmeliklere uygun inşa edilmiş yapılar anlamına geliyor. Dolayısıyla dayanıklı yapılardan söz edebilmemiz için öncelikle binanın proje aşamasın çok iyi planlanması gerekiyor. Binalar, işinde uzman mühendis ve mimarlar tarafından tasarlanmalı, bina kat planına uygun olacak şekilde inşa edilmeli. İnşa edilecek her binada su yalıtımı olmalı. Çünkü bir binanın dayanıklılığını sağlayan en önemli faktörlerin başında suya karşı güçlü bir savunmasının olmasıdır. Su, binanın taşıyıcı elemanlarını giderek zayıflatacağından su yalıtımı deprem karşısında güçlü binalar için önceliktir. Diğer bir dayanıklılık faktörümüz, kaliteli malzemedir. Bu son depremlerde de gördük ki, yepyeni binalarda dahi kum gibi dağılan betonlar mevcut. Oysa bir evin dayanıklılığında demir, çelik ve beton gibi malzemeler hayati bir öneme sahip. İnşaat yapımı sırasında kaliteli malzemeler kullanılmıyor ve bu noktada gerekli denetlemeler yapılmıyorsa o binanın yıkılmaması mucize olur. Dayanıklı binalardaki bir diğer kriterimiz ise taşıyıcı kolonlar. Temel kolonlar, inşa öncesi yapılacak zemin etütlerine uygun olarak belirlenmeli, mevcut evlerdeki kolonlarda çatlaklar söz konusuysa mutlaka binanın temelinde incelemelerde bulunulmalı.
Binaların dayanıklılık karnesinde öne çıkan maddelerin başında kullanılan teknolojiler de belirleyici bir rol üstleniyor. Örneğin, darbe emici sistemler istenmeyen sarsıntıları önleme noktasında başarılı sonuçlar sağlıyor. Bu teknoloji, kinetik enerjiyi bir hidrolik sıvı tarafından emilen ısı enerjisine dönüştürerek sarsıntıları minimize ediyor. Darbe emici sistemlerin yanı sıra dünya üzerinde kullanılan çok çeşitli teknolojiler mevcut. Yine örnek vermek gerekirse karadan gelen kuvvetlere karşı taban izolasyon teknolojileri tercih edilebilir. Çelik, kauçuk ve kurşundan yapılmış esnek pedlerin üzerine yapılan binalarda deprem esnasında izolatörler titreşir ve yapının kendisi sabit kalır. Diğer bir öne çıkan teknolojiler arasında titreşimli kontrol cihazları geliyor. Bu yöntemde binaların her seviyesine bir kiriş ve kolon arasına damperler yerleştiriliyor. Deprem oluştuğunda ise binada meydana gelen titreşimler damperler içindeki pistonlara aktarılıyor ve enerji titreşimin gücünü dağıtarak ısıya dönüştürüyor. Depreme karşı mühendislik ve mimari öğeleriyle kusursuzca planlanmış yapılar inşa ederek yaşanılabilir ve sürdürülebilir kentler yaratabiliriz. Böylece can güvenliği sağlayan, çevresel, ekonomik, sosyal ve kültürel faktörlerin iyileştirildiği, insanı betona değil açık havaya davet eden, alt yapının kusursuz bir şekilde işlediği modern kentler inşa edebiliriz.
*İnşaat – gayrimenkul sektörünün son 10/15 yıllık gelişimini nasıl gözlemliyorsunuz?
İnşaat ve gayrimenkul sektörü 15 yılda büyük bir dönüşümden geçti. Özellikle 2008 krizinin ardından yükselişe geçen sektör, zaman zaman sınav niteliğinde dönemler yaşasa da hayata geçirilen markalı konut projeleriyle gelişimini hızlandırdı. Son 15 yıllık süreçte kuşkusuz en zorlu geçen dönem küresel salgının etkilerinin en çok görüldüğü 2020 ve 2021 yılları oldu. Bu dönem finansal ve operasyonel sorunları beraberinde getirse de sektörün dijitalleşmesi açısından önemli kazanımlar sağladı. Şirketler açısından dijital bir altyapı oluşturulması, satışların online ortama taşınması, bu sürecin kazanımları oldu. Yaşadığımız bu olumsuzlukları, salgının etkilerinin azalmasıyla birlikte beklemeye geçen yatırımcı taleplerinin geri dönmesiyle yenmeyi başardık. Dolayısıyla ekonomimin lokomotifi konumumuzla Türkiye ekonomisine sunduğumuz katma değeri daha da yukarılara taşıyabildik. Bugün imza attığımız projelerle yurt dışından büyük ölçekli müteahhitlik işleri alarak Türkiye’nin dünyadaki vitrinine de katma değer sağlayan bir yapı kazandık. İçerisinde bulunduğumuz yüksek enflasyonist ortam karşısında büyük bir sınavdan geçiyoruz. Bu sınavı da başarıyla vererek, ülkemizde giderek azalan konut stoğunu karşılayan nitelikli konut projeleri inşa ederek yeniden dinamik bir yapıya ulaşacağımızı düşünüyoruz.
*Son dönemlerde gündemde olan kampanyalar hakkında ne düşünüyorsunuz, sektöre katkıları nelerdir, firmanız yer alıyor mu?
Son dönemde kredi faiz oranlarındaki yükseliş, özellikle dar ve orta gelirli yatırımcıların nitelikli konuta erişimini zorlaştırdı. Bu noktada düşük faiz oranıyla çeşitli vadelendirme imkânı tanıyan kampanyaları oldukça faydalı buluyoruz. Yatırımcılarımıza özel sunduğumuz ödeme planları ile konut alıcılarını cazip ödeme seçenekleriyle buluşturuyoruz.
Ülke genelinde yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarına dair değerlendirmeleriniz nelerdir?
Deprem gerçeğine karşı can ve mal kaybını en aza indirmek yapıların güvenliğini sağlamaktan geçiyor. Bu noktada kentsel dönüşüm projeleriyle riskli ve güvensiz binaların ivedilikle yenilenmesi şart. İnsanı merkeze alan, depreme dayanıklı, merkezi konumda ve kolay ulaşım olanaklarına sahip yeni projelerle bu süreci destekleyerek şehirlere güvenli yapılar kazandırabiliriz. Gerek kentsel dönüşüm gerekse yeni konut projelerinde bu yaklaşımı dikkate alarak geleceğin sürdürülebilir şehirlerini inşa edebiliriz.Türkiye’deki binaların birçoğu halen riskli ve güvensiz durumda. Büyük kısmı 2000 yılından önce inşa edilen bu yapıların acilen yenilenmesi gerekiyor. Kentsel dönüşüm bir ihtiyaçtan öte deprem kuşağında olan ülkemiz için bir zorunluluk. Deprem tehdidine karşı bu projeleri hızlandırmalıyız. Yeni konut projelerinin güvenliğin yanı sıra yaşamı kolaylaştıran unsurları barındırması, konut seçiminde önemli bir kriter haline dönüştü. Merkezi konumda, ulaşım alternatiflerinin kesişim noktasında yer alan projeler konforlu ve keyifli bir yaşamın kapılarını aralıyor. Bugün hemen hemen tüm sektörlerin hedefinde yer alan sürdürülebilirlik, inşaat sektörünün de öncelikleri arasında bulunuyor. Projelerin kalitesi, lokasyonu, yatırım getirisi gibi faktörlerin yanı sıra geniş yeşil alana, enerji ve su verimliliği sağlayan çevre dostu özelliklere sahip olması da konut tercihlerinde belirleyici bir rol üstleniyor. Kentsel dönüşüm projeleri başta olmak üzere yeni konut inşasında da çevre dostu ve sürdürülebilir projelere yatırım yapmamız gerekiyor.
*Projelerinizde yabancıya satış var mı? Yabancı yatırımcılara konut satışlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İmza attığımız her proje, güvenilirliği, mimari konsepti, ulaşım olanakları, her türlü beklentiye yanıt veren daire tipleri ve alışılmışın dışındaki sosyal olanakları gibi güçlü yanlarıyla yerli ve yabancı yatırımcılar tarafından tercih ediliyor. Tecrübe, güven ve kalite üzerine inşa ettiğimiz her projemiz yüksek yatırım getirisiyle de oturum ve yatırım amacıyla konut almak isteyen her yatırımcıya hitap ediyor. Yaşama konfor katan projelerimizde güvenli, huzurlu ve keyifli bir yaşam sürdürmek isteyenleri buluşturuyoruz
2023 yılı nasıl geçiyor, 2024 yılına dair sektör ve firma adına beklentileriniz – öngörüleriniz nelerdir.
Ülkemizdeki konut ihtiyacının her geçen gün artmasına karşın, yüksek seyreden enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve artan maliyetler nedeniyle konut üretimi ve satışı giderek azalıyor. Son yıllarda giderek artan maliyetlerden ötürü yeni konut üretiminde yaşanan azalma sektörün öncelikli sorunları arasında yer alıyor. Siltaş Yapı olarak biz de böyle bir dönemde elimizi taşın altına koymaya, ülkemize ve sektörümüze olan inancımızla yatırım yapmaya devam ediyoruz. Pandemi ve yaşanan ekonomik dalgalanmaların sonrasında böylesine büyük bir yatırım; ekonomimize ve istihdama biraz olsun nefes olacak. Sektöre ihtiyaç duyduğu hareketliliği getirmeye katkı sağlayacak. İçerisinde bulunduğumuz son çeyrek, 2024 hedeflerinde de belirleyici bir rol üstenecek. Siltaş Yapı olarak 2024’te devam eden projelerimizin inşaat çalışmalarını kesintisiz bir şekilde sürdürerek projelerimizi yatırımcılarımıza söz verdiğimiz tarihte teslim edeceğiz. Diğer yandan orta ve uzun vadeli yatırım planlarımızı da olgunlaştırarak inşaat sektörüne yeni projeler kazandırmayı sürdüreceğiz.
*Son olarak hedefleriniz nelerdir?
Siltaş Yapı olarak projelerimizi kendi hayatlarımızda eksik gördüğümüz ve ihtiyaç hissettiğimiz unsurları göz önüne alarak tasarlıyoruz. Benimsediğimiz insan merkezli bakış açısıyla yaşam alanlarına bütüncül bir değer kazandırıyoruz. Devam eden ve hayata geçireceğimiz yeni projelerimizle bu konumumuzu daha ileri seviyelere taşıyarak, sektöre toplumsal ve kentsel açılımlar kazandırmayı hedefliyoruz.
*Bunların dışında belirtmek istedikleriniz varsa paylaşmanızı rica ederiz.
Yaşadığımız acı tecrübelerden yola çıkarak Türkiye’nin deprem kuşağı üzerinde yer alan bir ülke olduğunu unutmadan bireysel önlemlerimizi almalıyız. Öncelikle evimizin içini güvenli hale getirmeliyiz. Evde, iş yerinde eşyalar doğru konumlandırılmalı, olduğu yere sabitlenmeli, dolap üzerine ağır eşyalar konulmamalı, içerisinde ağır eşyalar yer alan dolaplar, mekanik kilitler ile güvenli hale getirilmeli, olası bir gaz kaçağının önüne geçmek için mutlaka otomatik sistemler olmalı, binaların acil tahliye bölümlerini kapatacak bir engel bulunmamalı. Yaşadığımızın evin güvenliğini test etmek için belediyelerin sunduğu tarama testlerine mutlaka girilmeli veya bağımsız araştırma şirketleri ile anlaşarak oturduğumuz binaların dayanıklılığına bakılmalı. Deprem can ve mal kaybına yol açabileceğinden en azından maddi kayıpları azaltmak için deprem sigortası yaptırılmalı. Eğer kişiler yeni bir ev arayışındaysa evin zemin etüdüne bakmalı, hangi zemin üzerine inşa edildiği öğrenilmeli, yapılarda kullanılan malzemelerin listesi istenmeli, binanın kolonları kontrol edilmeli, eğer kesilmiş bir kolon varsa kesinlikle o ev tercih edilmemeli. Binanın bodrum katına bakılmalı, rutubetli ise binanın su yalıtımı iyi yapılmamış demektir. Binanın duvarlarında paslanma, küflenme, çatlama varsa binada sorun olabilir, mutlaka bina ile ilgili yapılmış son dayanıklılık testi istenmeli.
KAYNAK: İnşaat & Yatırım