Haber Atölyesi’ni tanıtır mısınız? Kaç yılında kuruldu. Faaliyet alanlarınız nedir?

Haber Atölyesi 2009 yılından bu yana faaliyet gösteren bir PR ajansı. Kurucusu olduğum bu yapıda sadece medya iletişimi konusunda hizmet veriyoruz. Kurumların ve markaların medyada nitelikli görünürlüğünü sağlamak üzere içerikler üretiyoruz. 

İnşaat Sektörü için medya iletişimi ve sosyal medya ne kadar önemli?

Çok klasik bir söylem olacak ama ülkemizin lokomotif sektörlerinden biri inşaat sektörü. Her ne kadar son birkaç yıldır oldukça zor dönemlerden geçse de ülkemiz için her zaman yine de ön sıralarda olacak bir sektör. İşte tam da bu nedenle ülkenin tüm gündeminden direkt olarak etkileniyor. Bu gündemlerden etkilenmesi de sektörü bir şekilde hep medyaya taşıyor. Bu noktada gündemi çok yakından takip etmek, sektörle ilgili yaşanan her gelişmenin etkilerini yorumlamak son derece önemli. Aslında tam da bu noktada biz iletişimcilerin rolü son derece önem kazanıyor. Sektörün dinamiklerini takip eden, hızlı refleksleri olan, pro-aktif bir ajanssanız eğer hizmet verdiğiniz müşterinizi en doğru şekilde yönlendirip, kamuoyunun ve hedef kitlenizin ilgisini çekecek nitelikli ve gündemle paralel içerikler geliştirip, sektörünüzün nitelikli söz söyleyenleri arasında yer almayı mümkün kılabilirsiniz.

Medya iletişiminde dolaylı olarak markanızın iletişimini yürütüyorsunuz, siz bir içerik veriyorsunuz, yazılı, görsel, dijital mecralar bu içerikleri kendi yorumlarını katarak sunuyor. Oysa sosyal medya iletişiminde sadece markanızla ilgili söylemek istediklerinizi kendi kontrolünüz altında paylaşıyorsunuz, işte bu noktada ne kadar samimi, ne kadar inandırıcı olduğunuz çok çok önemli. Özellikle pandemi sürecinde tüm markalar sosyal medya hesaplarından iletişime yüklendiler fakat kaçırdıkları çok önemli bazı detaylar oldu, duygusal olarak kalbe dokunmaya çalışıp, alttan alttan kendilerini tanıtmaya çalıştılar, işte bu noktada “samimiyet” kavramı sorgulanır oldu. Bu nedenle sosyal medya iletişimini yürütürken takipçi kitle ile iletişimi hem çok sıcak tutmak hem de günün her anı hesapları canlı tutmak, gelen yorumları anında cevaplamak gerekli. 

Bu dönemde balkonlu, bahçeli veya çalışma odası olabilecek büyük metrekareli projelerin önemi oldukça fazla ortaya çıktı evet ama pandemi süreci ekonomik krizi de beraberinde getirdi siz şimdi bu dönemde ne kadar bizim projemizde tüm bunlar var diye paylaşımlar yapın, sizce karşılık bulabilir mi?  

Benim önerim medya iletişiminde gündemi çok iyi takip edip, gündemle paralel içerikler oluşturabilmek yani sadece kurumu veya markayı överek değil, dolaylı yoldan markaya ulaşabileceğiniz içeriklerle bir iletişim yürütmek; sosyal medya iletişiminde de olabildiğince samimi, duyarlı ve proaktif bir içerik yönetiminde bulunmak.

İnşaat sektörünün / müşterilerinizin sizden beklentileri nedir? Bu sektörün iletişim açısından kolaylıkları ve zorlukları nelerdir?

Ajansın bence en temel görevi müşterilerin beklentilerini yapacağınız iş ile bir dengeye getirebilmek. Biz PR ajansları müşteriler ve gazeteciler arasında bir iletişim köprüsüyüz. Her iki tarafın da beklenti ve menfaatlerini bilerek hareket etmemiz gerekiyor. Ajansla müşteri arasındaki çalışma bir yolculuk aslına bakarsanız. Bu yolculukta zamanla birbirinizi çok iyi tanıyorsunuz. Biz ajans olarak müşterilerimize hiçbir zaman vaatlerde bulunarak çalışmıyoruz. Yapılan içerikleri gösteriyoruz esasen. Sektörünüzün söz söyleyeni olmak istiyorsanız nitelikli içerikler üretmemiz gerekir diyor bunun için kurumun içinde bir haberci gibi çalışıyoruz. Müşterinin haber değeri taşıyor olarak yorumladığı konu, çoğu zaman haberci için reklamdan öteye gitmiyor. İşte burada ajansların en temel görevi, içeriği haber değeri taşıyacak bir hale dönüştürebilme becerisi. Bunun için fabrikasyon bir hizmet verip, yaz basın bültenini gönder yaklaşımı asla bir işe yaramaz. Araştırma verileriyle desteklemek, dünyadaki örnekleriyle karşılaştırmak, rakamsal verilerle zenginleştirmek esas marifet, bunun için oturup çalışmak, araştırmak, kafa yormak, müşterinin yaptığı işi iyi anlamak ve sektörünü bilmek gerekiyor. Tabi bu süreçlerde müşterinizle de omuz omuza çalışmanız gerekiyor, size kendini açabilen müşteri işinizin başarılı olmasında yüzde yüz etkili. Kendini ve bilgisini saklayan müşteri ile yol almanız ne yazık ki mümkün değil. 

Müşterinin beklentilerini yönetebilmek, doğru yönlendirebilmek bence ajansın işi. Nelerin mümkün, nelerin mümkün olamadığını, neleri yaparsak mümkün olabileceğini anlatmak ve deneyimletmek gerekiyor, işte bu noktada bence ajansın dürüst ve samimi yaklaşımı net olarak ortaya çıkar. Müşterilerini boş vaatlerle yükseltip, sonra yüksekten yere çakılmış hissi yaşamış, mutsuz, önyargıları olan müşteriler yaratıyorlar. Ben her zaman ilk görüşmemde bunları net olarak ifade ederim, işi alabilmek adına süslü ve olmayacak beklentiler yaratmak süreçte en çok ajansı zor durumda bırakır. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” benim iş yapış prensibim. Bence müşteriler ajans seçmeden önce sektörün gazetecilerinden referans alsınlar, bizi en iyi gazeteciler anlatır, işini nasıl takip edip etmediğini, kendilerine ne kalitede içerikler ilettiklerini, hızlı mı yavaş mı olduklarını en iyi onlar bilir ve yaşar.  

Basında ve sosyal medyada bir markanın başarılı olabilmesi için sizce en önemli etken nedir?

Samimi, sıcak, dürüst, pro-aktif, hayatın içinde, gerçeklerin ve ülke dinamiklerinin farkında olarak, mış gibi yapmadan, abartmadan bir iletişim dili kullanmaları yeterli bence. Tabi bir de süreklilik, iletişimin olmazsa olmazı bence bu konu. Günümüz iletişim dünyası çok hareketli, her gün milyonlarca mesajla karşı karşıyayız, bir görünüp bir kaybolan olmak yapılan tüm iletişim yatırımlarını hiçe sayıyor, o nedenle belirli bir frekansta, belirli bir tonda düzenli iletişim yürütmek çok önemli.

Müşterileriniz için iletişim stratejilerinizi oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz?

İletişime neden ihtiyacımız var, kimlerle iletişim kurmamız gerekiyor, söyleyecek nelerimiz var, ne sıklıkla ve nerelerde söylemeliyiz, sektörde nasıl konumlanacağız, sektör oyuncuları arasında nasıl farklarımız var ve bu farkları nasıl ortaya koyuyoruz, sektördeki gücümüz ne, hem finansal hem insan kaynağı anlamında nasıl bir yapılanmamız var, şirketin gelecek vizyonu ve hedefleri neler vb. birçok önemli sorunun yanıtını arıyor, sonrasında bu yanıtlar ışığında iletişimle ilgili zamana ve sürekliliğe dayalı bir yol haritası belirliyoruz.

Covid-19 salgını sizin ve sektörün genelinin iletişim stratejilerinde ne gibi değişikliklere yol açtı?

Bu salgın tüm sektörleri derinden sarstı, daha önce eşi benzeri yaşanmamış bir durumla karşı karşıya kaldık, ciddi bir şok anı diye yorumluyorum aslında. Bir anda hepimiz ofisleri öylece bırakıp, eve kapandık. Bir anda sustuk belki de ne diyeceğimizi bilemedik bir süre sindirmeye, olanları anlamaya çalıştık. İşimizi bu şekilde nasıl sürdüreceğimizle ilgili kaygılar taşıdık bu bir süre devam etti, sonra baktık ki herkes bu düzene yavaş yavaş adapte olmaya başladı. Evden yapılan canlı yayın konuklukları, online yapılan toplantılar, röportajlar derken baktık ki doğal akışında yeni bir çalışma düzeni kuruldu. İletişim kesilmedi sadece iletişim kurma şeklimiz değişti diyebilirim. Biz ajans olarak aslına bakarsanız oldukça yoğun bir çalışma temposuyla geçirdik evden çalışma dönemini. 

Konuya inşaat sektörü özelinde bakarsak biz bu dönemde yeni iki müşteri ile çalışmaya başladık çünkü bu dönem bazı firmalar için ekstra iletişim yürütmeleri gereken bir dönemdi. Örneğin bir müşterimiz gayrimenkul sektörüne yönelik görüntülü görüşme sistemleri hizmeti veriyordu ve onların bu dönemde inşaat firmalarına satış yapmaları gerekiyordu ve öyle de oldu. İnsanlar evlerinden gerek sıfır, gerekse ikinci el konut alımında bu yöntemle projeleri gezdiler.

Yine bir diğer müşterimiz de Büyükçekmece bölgesinde sıfır ve ikinci el konutların satış pazarlamasını yapan bir firmaydı ve pandemi döneminde insanların İstanbul’a yakın, bahçeli, havuzlu, büyük metrekareli evler satınalma veya yaz dönemi için kiralama taleplerine hizmet verdiler, çok yoğun bir ilgiyle karşılaştılar, bölge adına değerlendirmelerde bulunmalarını sağladık ve salgın dönemini ticari anlamda oldukça iyi geçirdiler.

Aslında özetle söylemek istediğim, krizlerin fırsatları da beraberinde getirdiği bir gerçek, o nedenle sektör oyuncularının müşterilerine bu dönemde ne gibi fırsatlar sunabileceklerini, ihtiyaç ve beklentilerde oluşabilecek değişikliklere kurum olarak ne gibi çözümler ürettiklerini iyi anlatmaları gerekiyor, bunun da yolu iletişimden geçiyor elbette.

Yeni dünya düzeninde sizin sektörünüzü neler bekliyor? Sektör nasıl bir noktaya evrilecek? Bu noktada ajanslar nelere dikkat etmeli?

Pazarlama iletişiminde sosyal medya diye bir kavram çıktığında herkes PR sektörü bitecek dedi, asla öyle olmadı işveren markalar yalnızca sosyal medyadan marka iletişiminin yürütülemeyeceğini bedellerini ödeyerek anladılar. Ben sektörde 25 yılını geride bırakmış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, iletişim kanallarında her bir iletişim fonksiyonun yeri çok kıymetli, reklam, PR, organizasyon, sosyal medya, dijital, outdoor vb. hepsinin amacı ve ulaştığı kitle, verdiği mesaj markanın iletişimine katkı sağlıyor. 

Pandemi döneminde sosyal medya çok ön plana çıktı ama bunun sürekliliğinin olacağına inanmayanlardanım. Bir süre mecburduk, birçoğumuz telefonlarımıza bakmaktan, canlı yayınları izlemekten sıkılmaya başladık ve 1 Haziran itibariyle evlerden çıkmaya başlıyoruz. Hayat evet bir anda eski haline dönmeyecek ama yavaş yavaş kendi normallerimizi oluşturacağız yine. 

İletişim kanallarının kullanım şekli ve frekansı değişecek, belki bir süre etkinlikler düzenlenmeyecek, tüketiciye birebir dokunabileceğimiz aktiviteler olamayacak ama onların yerini dijitalde bazı deneyimlemeler alacak veya sanal fuarlara gideceğiz ama her ne yapıyorsak yapalım, bu yaptıklarımızı anlatmamız gerekecek dolayısıyla iletişime ihtiyaç bence eskisinden çok daha artacak. Yaptığınız işin içeriğine göre bunları televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde, dergilerde, haber portallarında anlatmak daha önemli olacak.

Ajanslar bu noktada kaliteli iş yapmaya, fabrikasyon hizmetten uzak durmaya, verilen hizmete değer bir bütçe ile hizmet vermeye özen göstermeliler. Müşterileri doğru yönlendirebilmek ise bu dönemde bence en çok dikkat etmemiz gereken konulardan biri.

Ajansını taşımak istediğiniz son nokta nedir?

Aslında tam da bir nokta olduğunu düşünmüyorum. Sürdürülebilir bir şekilde kaliteli, samimi ve üretken bir hizmet vererek, bir müşteriyle uzun yıllar birlikte olarak, müşterilerimizin verdiği referansla yeni müşteriler edinerek bugünlere geldik. Tabi en önemli konu nitelikli hizmet verebilen çalışanlar, işte tam da bu noktada ben ajansımı kurduğum günden bu yana aynı ekiple hizmet veriyorum, bu bizim sektörümüzde pek rastlanılan bir durum değil. Dürüst, çalışkan ve yaptığı işin arkasında duran bir ekibiz biz. Sektörün iş yapış dinamikleri değişti, belki daha da değişecek, biz de bu değişimlere ayak uydurup yolumuza devam edeceğiz. Önemli olan değişimlere hızlı adapte olabilmek. Oyunun gerisinde kalmadan, pro-aktif davranabilmek.

Malum salgınla birlikte tüm dünyada dijitalleşme her alanda çok hız kazandı. Bir süredir ülkemizde de ivme kazanan ve salgınla birlikte daha da hızlanan dijital pazarlama sektörünün Türkiye’deki geleceğini nasıl yorumluyorsunuz?

Pandemi döneminde dijitalleşmeye çok hızlı adapte olduğumuzu, boğulmadan denizde yüzebilmeyi öğrenmek zorunda kaldığımızı düşünüyorum. Ancak bundan sonraki dönem dijitalleşmeyi hayatımızın bütününe nasıl adapte edeceğimizle ilgili. Güvenilir, ölçülebilir, değişimin fark edilebilir olmasına hizmet edecek dijital pazarlama çalışmaları yapanlar çok hızlı yol alacaklar. 

Elif Özyıldırım

Haber Atölyesi

Ajans Başkanı