Öncelikle sizleri biraz tanıyabilir miyiz?

Güney Almanya’da yer alan, küçük bir Svabya şehrinde dünyaya gelen üç kardeş olarak İstanbullu ebeveynlerimizin, çocuklarının mümkün olan en iyi derecede kültürel ve mesleki eğitimi almalarındaki kararlılığının ışığında yetiştik. Yabancı ülkelerde büyüdük, eğitim gördük ve yaşamımızı sürdürdük ancak lise yıllarımızın yaz tatillerine denk gelen İstanbul ziyaretlerimiz esnasında, özellikle de anne ve babamızın çocukluğunun geçtiği eski İstanbul sokak manzaralarının, Sultanahmet’de ve Beyoğlu’nda gördüğümüz binaların ve Avrupa’dan Asya’ya yolculuk yaparken geçtiğimiz Boğaziçi Köprüsü’nün muhteşem siluetinin etkisi altında, mimariye hayranlık duymaya başladık.

90’lı yıllarda, lise mezuniyetimiz sonrasında, profesyonel anlamda mimarlık mesleğine atılmadan önce, üçümüz de teknik ressam olarak staj yaparak, mimari çizim ve inşaatın temelleri konularında ayrı ayrı tecrübe kazandık. Üniversite eğitimimiz süresince, okuldan arta kalan zamanlarda mimari firmalarda görev aldık. Böylece henüz profesyonel olarak kariyerimize başlamadan, inşaat ve tasarım dünyasının pratikteki gerçeklikleri üzerine çok değerli tecrübelere sahip olduk.

Mimarlık fakültesinden mezun olmamızın ardından farklı yönlere ve şehirlere giderek, uluslararası alanda önde gelen mimarlık firmalarında çalıştık. Uluslararası tasarım konusunda, profesyonel olarak daha fazla deneyim kazanmak amacıyla Düsseldorf, Londra ve Paris gibi şehirlerde yaşadık ve bu süreçte tanınmış mimarlık firmalarında yirmi yıla yakın bir süre çalıştık, çeşitli mimari ödüller kazandık. Dünyanın dört bir yanında yer alan ve önem teşkil eden pek çok projenin tasarım ve uygulama süreçleri üzerine tecrübe sahibi olduk.

Ayrı olduğumuz bu zamanlarda dahi derin kardeşlik bağlarımızı hiç koparmadık. Bir gün tekrar bir araya geleceğimizi, köklerimizin ait olduğu şehirden ilham alarak, dünya çapında projeler tasarlayacağımızı ve kendi firmamızı kuracağımızı biliyorduk. 2012 yılında çocukluğumuzdan beri düşlediğimiz hayali gerçekleştirmek amacıyla İstanbul’a yerleşerek, ortak olarak çalışmak üzere 3XKO Architects’i kurduk.

3XKO Architects’i bize anlatabilir misiniz?

3XKO ticaret, alışveriş̧, yaşam, kültür ve eğitim alanlarına yönelik özel mekanlar yaratmak amacıyla kurulmuş̧, uluslararası bir tasarım ortaklığıdır. Firmamızın tasarım değerlerindeki mükemmeliyetçi bakış̧ açısı, araştırma-geliştirme ve sürdürülebilirlik kavramları üzerine kurulmuştur.

Köln ofisimiz dışında, İstanbul Beyoğlu’nda merkez ofisimiz, Paris ve Londra bağlantı ofislerimiz bulunuyor. Firma olarak yetkililerinin işbirliği içerisinde çalışmaları ve aynı zamanda kendi uzmanlık alanlarına yönelik olarak katkı sağlayabilmeleri amacıyla, tüm 3XKO ofislerinde ‘Think Tank’ olarak tabir edilen ‘Beyin Takımı’ felsefesini benimsiyoruz. Bu doğrultuda, işverenleri beklentilerinin ötesine taşıyacak yüksek kaliteli mekanlar oluşturmayı amaçlarken; birbirinden farklı sektörleri, farklı konum ve yapı tiplerini en doğru şekilde bir araya getirmeyi esas alıyoruz. 

Firma vizyonumuz daha gelişmiş mekanlar ve insanların yaşam kalitesini yükseltecek alanlar oluşturmak üzerine kuruludur. Amacımız, uzun vadeli işbirliklerinin temelini oluşturan “Kazan-Kazan” anlayışı çerçevesinde işverenlerimizle, kullanıcılarla ve ortaklarımızla yakın temas içerisinde çalışmaktır. 3XKO olarak bu doğrultuda, dünya çapında yer alan tüm müşterilerimiz için yüksek kaliteli ve mükemmeliyetçi bir tasarım hizmeti sunuyoruz.

Yurt içi ve yurt dışında farklı projelerde imzanız bulunuyor, bu projeleri detaylandırabilir misiniz? 

Konut, ofis, perakende ve eğitim yapıları, iç mekan, grafik ve marka tasarımı gibi farklı proje tipleri üzerine 20 yılı aşkın süredir tecrübe edinmiş kişilerce yürütülen uluslararası bir mimarlık ve tasarım firmasıyız. Firmamız Almanya, Fransa, İspanya, İngiltere ve Türkiye gibi farklı ülkelerde, çeşitli ölçeklerde birçok projenin tasarım ve uygulama sürecinde yer aldı. 

Öne çıkan projelerimiz arasında, Türkiye’de ilk 3XKO projesi olan Halk GYO Şekerpınar Bankacılık Merkezi, Brezilya’da yer alan Porto Maravilha Kentsel Dönüşüm projesi, Almanya, Köln’de bulunan iLive Microapartments (Mikro Konut), İstanbul’da yer alan Vadistanbul Alışveriş Merkezi ve Ataşehir Park Towers projeleri, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın Jubaylah bölgesi Master Planı, Gürcistan’da Porta Batumi Tower iç mimari tasarım projesi yer alıyor.  İspanya’da yer alan önemli bir ticari yapı projesi, Almanya’da bulunan ve bu yıl tamamlanacak olan mikro konut ve prestijli beş̧ yıldızlı otel projesi ise son dönem, uluslararası çalışmalarımızın bir kısmıdır.  

Son dönem projeleriniz arasında yer alan Vadistanbul AVM iç mimari projelerinizi mimari detayları ile anlatabilir misiniz?

3XKO Architects olarak Vadistanbul Alışveriş Merkezi iç mimari tasarım projesini Benoy firması ortaklığı ile hayata geçirdik. Artaş Grubu ve Invest İnşaat ortak girişimi, Vadistanbul Alışveriş Merkezi, eski bir sanayi bölgesi olan ve kentsel dönüşüm programı çerçevesinde yeni baştan düzenlenen Cendere Vadisi’nin merkez noktasında yer alıyor. 

3XKO Architects olarak, AVM kapsamında bulunan tüm genel mekanların ve mağaza cephelerinin uygulama projesini ve ihale dokümanı projesini alt yükleniciler ile koordinasyon içerisinde sürdürülme görevini üstlendik. 4 kata ve 100 bin metrekarelik kiralanabilir alana sahip proje, yaklaşık 250 adet mağazadan ve Cendere Vadisi Ormanı manzarasına hakim, çatı teraslı bir yemek katından oluşuyor. Yemek katında aynı zamanda sinema ve oyun alanı konumlandırılıyor. Proje kapsamında, dış̧ perakende caddeleri yapının bir parçası olarak düşünülürken; iç ve dış̧ mekanlar birbirine bağlanıyor. Bununla birlikte, alışveriş merkezini İstanbul Seyrantepe Metro İstasyonu’na bağlayan, tek raylı (Monorail) bağlantı istasyonlarının projesini de gerçekleştirdik. 

Vadistanbul AVM’nin ön plana çıkan noktalarından biri, Avrupa’nın en büyükleri arasında yer alan, Türkiye’nin ise en büyük serbest form çatısına sahip olmasıdır. Yapının en alt seviyesine kadar gün ışığını taşıyan serbest çatı konstrüksiyonu, çelik yapının mimari karakterini vurgulayan, dinamik bir aydınlatma sistemine dönüşerek projenin heykelsi etkisini güçlendirdi. İstanbul kentinin enerjisi ve yoğunluğu, geometrik form ve dokunuşları ise yapı içerisindeki dikey elemanlarda, mağaza cephelerinde, kolon, duvar ve yürüyen merdiven gibi noktalarda canlandırıldı.  Üç ana çıkış noktasına sahip tasarım, kent, akarsu ve orman unsurları üzerine kurgulandı. Yapının organik şekilli tavan elemanları ile ortaya çıkartılan renk ve yansımalar akarsu algısına atıf yaparken, AVM’nin tüm katlarında, orman dokusuna, doğaya ve doğal formlara güçlü şekilde bağlı tasarım detayları uygulandı. Doğanın yansıması yeşil, mavi ve toprak tonlarındaki renk seçimleri, doğal dokular, mermer zemin döşemeler, ıslak hacimlerdeki doğal taş, seramik ve ahşap ürün seçimleri vb. tüm detaylar dokuyu vurgulayacak şekilde belirlendi. Bununla birlikte, tüm dikey elemanlarda, mağaza cephelerinde, duvar ve kolonlarda, yürüyen merdivenlerde İstanbul’un ve şehir yaşamının yoğun, dinamik ve geometrik yapısı, sokak çizgisinden türeyen dokular ve şekiller eşliğinde yansıtıldı. 

Her proje kendine özel bileşenler içerir ama sizin projelerinizde olmazsa olmazınız var mı, nedir?

3XKO firması olarak kendi bünyemizde oluşturduğumuz ve tutkuyla inanarak, izinden gittiğimiz bir “Kültürlerarası Tasarım Yaklaşımını” günlük hayatımızın her alanında benimsemiş durumdayız. Uluslararası bir firma olarak, projelerimizin tümünde entegre tasarım anlayışını ön planda tutmaktayız. Türkiye’deki ofisimizin beşinci yılında, uluslararası alandaki tecrübelerimizin, mükemmel tasarıma, iş ahlakına ve inovatif çözümler ortaya çıkartmaya kendimizi adamış olmamızın, yerel ve uluslararası alanda değer sahibi müşteriler ile çalışmamız anlamında önemli yere sahip olduğunu ortaya çıkartmaktadır.

Tüm projeler, konumu, yapı yönü, iklimsel özellikleri, sosyolojik ve kültürel gereklilikleri ve gelişimleri açısından farklıdır. Kültürel çeşitliliğin yanı sıra, teknik gereklilikler, kurallar ve standartlar benzerlik gösterse bile ülkeden ülkeye değişmektedir. Bununla birlikte, çalışma şekli ve iş ilişkileri de her ülkede farklı bir yapıya sahiptir. Örneğin, İngiltere ve Almanya Türkiye’den oldukça farklıyken, Brezilya Türkiye’ye benzer şekilde daha yakın ve kişisel ilişkiler temelinde ilerlemektedir. Bu kapsamda, 3XKO olarak Alman verimliliğini, İngiliz tasarım çizgisi, Fransız diplomasisi ve Türk tutkusu ile harmanlayarak, yurt dışında ve Türkiye’de bulunan müşterilerimiz arasında köprü kurmayı aktif ve çok başarılı şekilde sürdürmekteyiz. 

Mimar olarak ülkemizde yürütülen  kentsel dönüşüm çalışmalarını nasıl  izliyorsunuz, sizce kentsel dönüşüm projeleri nasıl yapılmalı?

Bu soruyu cevaplarken kentsel incelemeler alanındaki önemli çalışmalarıyla tanınan, uzun yıllar New York’da yaşamış, şehircilik sektöründe de çok takdir edilen Amerikalı-Kanadalı kadın gazeteci, yazar ve aktivist Jane Jacobs’un bir sözü ile başlamak istiyoruz, “Şehirler herkes için bir şey ifade edecekse, bu ancak ve sadece herkes tarafından birlikte yaratıldıkları zaman mümkündür.”

Mimarlık, şehircilik ve tasarım üzerine uzman, uluslararası bir firma olarak, müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayan, çevre gelişimine katkı sağlayan, yaşam koşullarını geliştiren, sürdürülebilir, köklü yapılar ve alanlar sunmayı hedefliyoruz. İyi tasarımın ve mekanın oluşturduğu katma değere inanıyoruz. Aynı zamanda, daha gelişmiş ve insanların yaşamlarına değer katan projeler üretmek konusunda gerçek bir kararlılığa sahibiz.

Genel olarak Türkiye’de kentsel dönüşüm hakkında eski binaların yıkılarak yerlerine yenilerinin inşa edileceği yönünde bir algı söz konusu; kentsel dönüşüm bu demek değildir. Metodoloji, yaklaşım, sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk kentsel dönüşüm projelerinin temel unsurlarıdır. Kentsel dönüşüm projelerine yönelik olarak genel yaklaşımımız, farklı şehir ölçeklerini bünyesinde barındıran bir metodoloji önderliğinde, sahanın ve şartların gözden geçirilmesi, çevre analizlerinin gerçekleştirilmesi, olanakların ve kısıtlamaların değerlendirilmesi, araştırma ve emsal çalışmalarının yapılması, müşteriler ile fikir paylaşımında bulunulması, gelişen ve sürekli ilerleyen bir strateji geliştirilmesi aşamalarını eksiksiz şekilde yerine getirmek üzerine kuruludur. Aynı zamanda, erken safhalarda ortaya konulacak fikir ve senaryolarla, kalkınma payının ve pazarın keşfedilmesi, altyapı ve ulaşım stratejilerinin geliştirilerek benimsenmesi, tercih edilen bir tasarımın, üzerinde hemfikir olunan bir ana plana ve mimari prensiplere çevrilmesi çalışmaları da bir bütün olarak ele alınıp, mutlaka hayata geçirilmelidir. Tüm bu unsurların tatmin edici, ilham verici ve pragmatik, tek bir tasarım önerisinde bir araya getirilmesi gerekmektedir.

Bu yaklaşım kapsamında değişmeyen unsur; etkin şekilde yer aldığımız projelerde değer yaratan yapı ve mekanlar üretmek hedefimiz, üstün nitelikli tasarımlardaki uzmanlığımız ve bilgi birikimimizdir.  Bu, uygulanabilir bir projenin teslimi için olmazsa olmazımızdır. Ayrıca genel tasarım bütünlüğü, tutarlılık ve kalite kaybedilmeden bir projenin değişen piyasa şartlarına göre esnek şekilde uyarlanarak geliştirilmesinin büyük önem taşıdığına inanıyoruz.

Maya Angelou’nun sözü olan mottomuzu paylaşarak bu keyifli söyleşiyi sonlandırmak isteriz, “İnsanlar söylediklerinizi unutabilirler, insanlar yaptıklarınızı da unutabilirler fakat insanlar, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.’’