Akın Nalça

Editör
05.10.2010

Üniversite de grafik tasarımı bölümünde okurken özgün baskı ve resim alanında yoğunlaşmak isteyen Akın Nalça, daha o yıllarda sergi ve fuar standlarıyla tanışır. Öyleki ilerleyen yıllarda Akın Nalça ismi artık eş anlamlı hale gelmiştir fuar tasarımlarıyla. Hatta bu sektöre öncülük eden pek çok sayıda uygulamaları olmuş Nalça'nın. Bu başırılar, zaman içerisinde yapılan diğer mekan çözümleri alanındaki uzmanlıkların sanki biraz örtmüş. Terminal'i açma fikri işte bu noktada doğmuş. Nalça; ekip olarak kendilerini daha doğru ifade edebilecekleri bir mekanda, malzeme seçiminden, farklı ürün kullanımlarına kadar ipuçları veren bir bina tasarlamış. Terminal: Akın Nalça ve tasarım ekibinin yıllardır sürdürdüğü atölye geleneğiyle, aynı dili konuşan geniş bir ürün ailesinin biraraya gelmesi ile oluşan bir tasarım merkezi. Terminal, mekân çözümleri konusunda fark yaratan birçok markayı ve tasarım hizmetini bir arada sunarak, tasarımcıların, mimarların ve işverenlerin çözüm ortağı olmayı hedefliyor. Özgün fikirler ve yaratıcı tasarımlar için yeni ufuklar açan dinamizme ve tüm donanımlara sahip olan Terminal, tasarımcının hayal gücünü harekete geçirmeyi amaç edinmiş kendine. Endüstri yapılarından ofis mekânlarına; fuar standı, mağaza, showroom, banka ve hastanelerden sosyal tesislere, tüm yaşam alanlarının gereksinimini karşılayabilecek mekân sistemleri, özel ürünler ve çözümler sunan Terminal, kesişen bir hareket noktasını oluşturuyor.

 

 

Eğitim hayatınızdan bahseder misiniz?


Üniversite eğitimimi ilk önce İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulu'nda (UESYO) daha sonra Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu'nun (Marmara Üniversitesi) grafik bölümünde sürdürdüm. Öğrenciliğim sırasında özgün baskı ve resim alanında yoğunlaşmak istedim fakat sergi ve fuar standlarıyla tanıştım. Bu alanda yaptığım işlerden zamanla zevk aldım ve ilerki yıllarda farklı mekan projeleriyle bu alana konsantre oldum.


Kaliteli fuar standı denilince akıllara hemen Akın Nalça geliyor...

Kalite tarafı çok güzel fakat akıllara öncelikle fuarcılık sektörüyle ilgili geliyor olmamdan şikayetçiyim. Yaptığım işi daha çok mekanda iletişim olarak gördüm. Fuarcılığın; farklı alanlarda yaptığımız diğer başarılı işlerin üzerini zaman içinde biraz örttüğünü söyleyebilirim. Yani satış yeri, ofis, sistem tasarımı ya da kültürel sergilemeler gibi alanlarda çok doğru işler yaptığımız halde fuar alanındaki sirkülasyonun yüksekliği bizi daha çok fuar sektöründe bilinir yaptı. Tabii o konuda sektöre öncülük yapan çok sayıda uygulamamız var ve uluslararası bir örgütlenmenin parçası olmak ve oturmuş bir ekibimizin oluşu zaman içinde böyle bir kredimizin olmasını sağladı.



Tasarım merkezi açma fikri nasıl oluştu? Terminal Design'ın kuruluş hikayesini bizlerle paylaşır mısınız?

Yeteneklerimizin sadece fuar ve geçici ticari mekan uygulamalarıyla sınırlı kalmaması için kendimizi daha doğru ifade edebileceğimiz bir mekanda malzeme seçiminden, farklı ürün kullanımlarına ipuçları veren bir showroomu, tasarım ekibimizle statik bir duruş yerine daha dinamik bir yapı içinde konumlamak doğru görünüyordu. Yaptığımız lojistik olarak da bir destek beklediğinden tek bir mekanda yapılanmak zorundaydık. Kendi binamızı bu ihtiyaçlarla tasarladık. Terminal markası, web sayfamızda göreceğiniz diyagramda kendini mimari sistemlerden, mağaza tasarımına kesişen bir hareket noktasından esinlenerek çıktı. Birbirinden farklı ama birbirini de destekleyebilen pek çok ürün ailesi farklı alanlarda da kombinasyonlara gidebiliyor. Bu da hizmet verdiğimiz sektörlere tasarım satış, stok ve servise sekronize bir örgütlenmeyi getirdi. Bunu başardık sanıyorum. Faaliyetlerimiz hala ağırlıklı olarak fuar alanında fakat diğer alanlardaki gücümüzün zamanla daha bilinir olması, dünya pazarına kendi sistemlerini verebilecek bu konuda trendleri belirleyecek bir firma olmak hedeflerimiz arasında diyebilirim.



Terminal çatısı altında toplanan markalar neler? Bu markaları nasıl seçtiniz?


Modüler sistemlerde Burkhardt Leitner. Mağaza sitemeleri için Alu. Tamamlayıcı ürünler için Molo, Rosso, Wogg, Qubing. Müzecilik için MBA, Frank Europe. Sergileme sistemeleri için Akın Nalça Modular Space, Expand, Inflate. Mobilya da Atelier Alinea. Bu markalar zaman içinde çözüm aradığımız bazı sorunlara cevap arayışlarında ortaya çıktı.Dikkat edilirse hepsi benzer tasarım dillerine sahip ama farklı ihtiyaçlara cevap verebilen ürünler. Hatta bir arada kullanışlarda tamamlayıcı olabiliyorlar. Amaç esnek, zamanla değişebilen mekanlar için kalıcı sistem altyapıları ve onlarla uymlu diğer tefriş elemanlarını buluştıurmak.


Nasıl karar verdiniz mekansal tasarım alanına girmeye?

Grafik tasarımı eğitimi aldım ve yaşamımın bir bölümünü de grafik tasarımcısı olarak sürdürdüm. Mekansal tasarım alanına girişim tamamen tesadüf. Belki 3 boyutlu işler daha tatmin edici geldi. Bu alanda mimari eğitim almamış olmam, genellikle iletişim ağırlıklı mekansal işler yapmam lehime oldu. Zaman içinde bu konularda edindiğim deneyimler dönülmez bir şekilde mekansal tasarım alanına kaymama sebep oldu.


Zorluklarla karşılaştınız mı?

Elbette karşılaştım. Bir ustam olmadı bu dönüş içinde. Mekan ya da nesne üretimi farklı disiplinlerin kurallarıyla çalışmanızı gerektiriyor. O konuda bir eğitimimin olmaması uygulamalarda beni zorlayan taraf oldu. İlk işimi neredeyse zamanında yetiştiremiyecektim, o günleri kabus gibi hatırlarım. En büyük dersti benim için. Çalıştığım atölyelerin çoğuyla hala çalışıyorum. Onlarla yaşadığım deneme yanılma süreçlerindeki katkıları ve sabırları için ne kadar teşekkür etsem az

 

Tasarımlarınız için ürünler üretiyor musunuz?

Mekan tasarımlarımız için kuşkusuz sadece modüler sistemler kullanmıyoruz. Çabamız onları tüketmeden en az görünür kılmak. Bu nedenle konstrüktif olarak kullanılan sistemleri kimliklendirmek ve farklı foksiyonlara adapte edebilmek için örtücü, taşıyıcı ya da tefrişte özel tasarımlarla farklılıkları yakalamaya gayret ediyoruz. Sonuçta her proje konusu ve mekansal verileri gereği sizi özel çareler bulmaya itiyor. Bunlar arasında geliştirdiğimiz bazı çözümler genele uygulanabilirse, sistem ailemizin sürekli kullanılabilen ürünleri olarak kalıcı olabiliyor. Yaptığımız işlerde yer yer grafik tasarım ve kimliklendirme ile ilgili çalışmalar zaten her projeyi bir ürün gibi ele almamızı gerektiriyor.


Fuar standı haricinde başka neler tasarlıyorsunuz?

Son dönemlerde geliştirdiğimiz 2 yeni ürün ailesi var. Bunlar sadece bizim tasarımlarımız için değil diğer tasarımcıların da kullanabileceği bitmiş ürünler. Ürünlerden biri, tasarımcılara belli noktalardan referanslarla sergi düzenlemeleri yapabilecekleri bir yükseltilmiş döşeme sistemi. Bu sistem BLC nin sistemleri ve bizim geliştirdiğimiz diğer bölücü sistemle entegre çalışabiliyor. Önümüzdeki Euroshop'la birlikte dünya pazarına tanıtacağız. Bu ürünün gelecekte yepyeni bir sergileme dili oluşturacağını düşünerek heyecanlıyız. Diğer ürün ise, farklı modülasyonlarda çalışabilen bir sergileme sistemi. Onu da farklı alanlara cevap verebilecek ürün aileleri olarak geliştirmeye devam ediyoruz.

 

Sizce iyi bir tasarım nasıl olmalı?

İyi tasarım trendlerden uzak ve zaman içinde iyi olarak kalmayı başarabilendir. Bu kendinden önce yapılmış olanlardan farklı bir sözü varsa mümkündür. Bunun için de eksik olanın farkına varan ve onu kendi yöntemiyle geliştirebilen tasarım ürünü hak ettiği yerde olur. İyi tasarım bu nedenle kendisine verilen briefi bile yeniden oluşturabilir. Kullanıcısıyla en sağlam ilişkiyi kurabilen tasarımdır iyi olan, ve sonunda görünüşle de ilgilidir.

 


Yayıncılık işine nasıl girdiniz? “Akın Nalça Yayınları” ile amacınız, hedefiniz nedir?

Esasen yayıncılığı bir iş olarak yapmıyorum. Her yıl bir kitap projesi, mimarlık ve tasarım alanındaki düşünsel dinamikleri belli bir bütçeyle ortaya çıkarmak, sürdürmek arzusuyla oluştu bu yayıncılık işi. Türkiye’de her zaman iyi şeyler yapmayı arzulayabilirsiniz ancak bunun koşullarını oluşturmak zordur. Uygun ekip, uygun zaman, uygun şartlar bir araya kolay kolay gelmez. Gelse de sürekliliğini sağlamak güçtür. Benim şansım Bülent Erkmen’i -hocam olması dolayısıyla- iyi tanımam ve Uğur Tanyeli’yi de yıllardır yayınlarından izliyor olmamdan kaynaklı. Küçük fakat sağlam bir ekip olduğumuz için bu sürekliliği sağlayabildik. Hedefimiz her yıl kitaplaşmaya değer bir malzemeyi bütünüyle okurlara kazandırabilmek ve günün birinde yeniden basılabilecek kadar bir eksikliğinin hissedilebilmesi. Zamanla her yılın kitabının bu projenin bütünlüğü içinde kalıcılığını da çok isterim.

 

Peki yayınlayacağınız kitapların yazarlarını ya da konularını siz mi seçiyorsunuz?

Yayınlanacak yazar ya da konularla ilgili kolayca bir seçki ile karşılaştırma imkanımız yok. Belli bir tutarlılık ve daha çok Uğur Tanyeli’nin önerisiyle şimdiye kadar kararlarımız oluştu. Bazen hazırlanmış bir tez konusu ya da hazır bir araştırma konusu gelebiliyor. 3 kişilik yayın kurulu olarak uygunsa kitaplaşma sürecine giriyoruz. Bu konuda uygun proje için kollarımız açık ve modadan tasarımın diğer alanlarına yeni yayınlar çıkarabilmek güzel olur diye düşünüyorum.


Hocalık yapıyor musunuz?

2 üniversitenin grafik bölümünde başlayan hocalığım, yoğunluğum nedeniyle sadece Mimar Sinan Üniversitesi'nde devam ediyor. Grafik bölümünde 'Sergileme Tasarımı' dersi veriyorum. Diğer bölümlere de seçmeli olarak açık olan bu ders, mekan ve üçüncü boyut algısını arttırmak, mekansal iletişim ve sergileme teknikleri konusunda bir programla sürüyor.


Bundan sonraki hedefleriniz neler?

Öncelikli hedefim mevcut olan fonksiyonlarımızı geliştirmek ve kendi ürünlerimizin dünya pazarında kabul görmesini sağlamak. Arzum yaptığımız iş servisi de içerdiği için örgütlenmemizi daha iyileştirmek. Doğaya ve insana karşı sorumluluklarımız olduğunu düşünüyorum bu konuda gönülle çalışmak istiyorum. Bu da her anlamda donanım ve mesai demek. Bu nedenle kendim için daha çok zaman yaratmak istiyorum.

Kaynak: İnşaat&Yatırım Dergisi

KAYNAK: İnşaat & Yatırım


Yorumlar
Yorum Bırak

Create Account



Log In Your Account