Firmanız hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?

Mill Çelik Yapı Ve Mimarlık 2018 yılında, çelik yapı tasarım, üretim ve taahhüt firması olarak kuruldu. Ürünlerimizin tamamı fabrika ortamında üretilen, montaj yerinde pratik bir şekilde montajı yapılabilen, tasarıma elverişli, modüler ve dönüştürülebilir yapılar. Ürün grubumuzda çelik yapılar, prefabrik şantiye yapıları, hafif çelik yapılar ve modüler çelik yapılar bulunuyor. Mill Çelik Yapı Ve Mimarlık olarak, sürdürülebilir kentleşme için, mimarlık ve fabrikasyon üretim sentezini yaygınlaştırmayı, bu bağlamda insan hayatına, çağın gereklerine uygun yaşam alanları sağlayan ve çevreci bir yaklaşımla dokunmayı hedefliyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana her projede daha geliştirilmiş ve inovatif çözümler üretebilmemizle bu yolda emin adımlarla ilerliyoruz.

Devam eden projeleriniz var mı? Tamamladığınız birkaç referans proje paylaşabilir misiniz? Yurtdışına ihracatınız var mı?

2018’den beri pek çok büyük projede yer aldık. Rönesans Holding Hilltown AVM (İzmir), Cumhurbaşkanlığı Devlet Konukevi (Muğla), EnerjiSA Yamanlı II HES (Adana), Sembol İnşaat Haliç Tersanesi Restorasyon projesi, Dilovası İmes OSB fabrika binaları (Kocaeli), Ferizli OSB fabrika binası (Sakarya) gibi çok sayıda projeyi tamamladık, bunların bir kısmı devam ediyor, listede olmayan henüz başlamadığımız çok sayıda projemiz var. Aralık 2020 itibarıyle 4 ülkeye toplam 6 proje için çelik yapı malzemesi göndermiş bulunmaktayız. Ciromuzun yaklaşık 1/3’ünü ihracatımız oluşturuyor.

Ayrıca, dünyadaki tiny house akımını dikkate alarak ‘’KüpEv’’ markasıyla hayata geçirdiğimiz, online olarak satışa sunduğumuz bir modüler konut girişimimiz bulunuyor. ‘’KüpEv’’ doğrudan son kullanıcıya hitap eden, aynı gün içinde montajı ve demontajı yapılabilen, kullanıcının online olarak satın alabileceği kendi elektriğini ve suyunu üretebilen bir mobil konut projesi. Ayrıca modüler sauna, hamam, spa, havuz, müzik odası, spor odası gibi çok çeşitli fonksiyonları pratik bir şekilde yaşam alanınıza dahil edebildiğiniz bir konut versiyonudur. Çeşitli lokasyonlardaki otellerde doğayla iç içe ve çevreci konaklama imkanlarını hayata geçirmeye başladık. Uzun vadede aynı sistemle tasarlanan ekolojik, sürdürülebilir ve dönüştürülebilir kentleşmede öncülük yapmayı hedefliyoruz.

Çelik yapı ve prefabrik yapıların avantajları nelerdir? Genellikle hangi proje kategorileri için kullanımı tercih ediliyor?

Çelik yapıların avantajlarını, tasarım montaj ve kullanım açısından çok fazla imkan sunması, daha fazla mimari tasarıma olanak sağlaması, daha geniş açılıklar geçilebilmesi, dış etkilerden uzak fabrika ortamından üretilebilmesi, sahadaki montaj süresinin kısa olması, çevresel faktörlerden çok etkilenmediği için insan hatasına mahal vermeden üretim ve montajının tamamlanabilmesi, üretimi bittikten sonra homojen olarak test edilebilir olması, dönüştürülebilir, onarılabilir olması itibariyle sağladığı çok sayıdaki kolaylıkları sayarak bitirmek mümkün değil. Endüstriyel yapılar, konutlar, kamu binaları, elektrik santralleri, köprüler, viyadükler, alışveriş merkezleri, gökdelenler, hastaneler, okullar, havalimanları gibi birçok kompleks projede kısmen veya tamamen çelik konstrüksiyon mutlaka tercih ediliyor. Aklınıza gelebilecek neredeyse her yerde çelik konstrüksiyon kullanılıyor aslında. Prefabrik yapılar ise daha ekonomik, pratik, sökülüp takılabilir, dönüştürülebilir, geçici yapı olarak da nispeten ekonomik, uzun süre kullanım ömrüne sahip özellikleri ile avantaj sunuyorlar. Yine konut, okul, hastane, askeri-idari tesisler, şantiye mobilizasyonu gibi alanlarda tercih ediliyor.

İnşaat ve Yatırım sektörünü pandemi öncesi ve sonrası nasıl değerlendiriyorsunuz?

Pandemi inşaat sektörünü işlerin devam etmesi açısından diğer sektörlere oranla daha az etkiledi. Çalışma koşullarında hepimizin bildiği birtakım değişiklikler, online olarak yürütülen bazı işler vs konusunda elbette değişiklikler oldu. Ancak pandemi aslında yapı tasarımı ve yapım yöntemi anlamında ciddi değişikliklere ihtiyaç olduğunu ortaya çıkardı. Örneğin her odası yoğun bakım ünitesi olabilen pandemi hastaneleri yapıldı. Çok kısa sürede tamamlanan büyük yapılardı bunlar. Hafif çelik olarak inşa edilen hastaneler, yapı sektöründe pratiklik açısından çeliğin ne kadar önemli olduğunu betonarme projelere oranla vakitten tasarrufu da aslında bizlere gösterdi.

Pandeminin bir başka sonucu, kişisel olarak izole olunabilen, müstakil veyahut ortak kullanımı minimuma indirgenmiş, havadar, yeşil alanı olan konut ihtiyacını çok bariz bir şekilde gün yüzüne çıkardı. Eskiden biz mimarlar kendi aramızda bu konuyu konuşurken, şimdi son kullanıcı da bu eksikliği doğrudan hisseder ve sorgular durumda. Bu anlamda KüpEv projemizle ilgili çok ciddi sayıda talepler alıyoruz.

Son olarak hedefleriniz nelerdir? Eklemek istediğiniz başka şeyler var mı?

Türkiye’de inşaat sektörü hacim olarak çok aktif olmasına rağmen inovasyon anlamında çağın gerisinde. Örneğin ulaşım konusunda uçaklar, hızlı trenler, sürat tekneleri gibi havadan karadan ve denizden çok sayıda seçenek gelişmesine rağmen yapı sektörü insanın ve kentin ihtiyaçlarına aynı oranda yanıt verebilir değil. Bu anlamda Mill Çelik Yapı olarak yapı sektörüne inovatif vizyonumuzla çelik yapıların yaygınlığının artması konusunda öncülük etmeyi hedefliyoruz. Çeliğin kullanılabileceği her projede, tercih edilmesini sağlamak çağdaş bir tutum olur. Çağın gerisinde kalmaktan hoşnut değiliz ve “Türkiye’nin yapısal dönüşümünde Mill Çelik Yapı’nın rolü çok büyük” dedirtebilmek öncelikli hedefimiz.

Ek olarak değinmeden geçmek olmaz, biliyorsunuz yakın zamanda büyük bir deprem felaketi yaşadık. Dönem dönem yaşıyoruz, deprem beklediğimizi söylüyoruz. Biz maalesef bir deprem ülkesiyiz ve önlem almak zorundayız. Bizim en başından beri hep vurguladığımız, kendimize de sıkça hatırlattığımız deprem için önlem alma konusunda da homojen olarak test edilebilir olan çelik kullanımının artmasına, çelik betonarme ortak kullanımının artmasına gayret ediyoruz.