BİTÜMLÜ SHINGLE
İnsanoğlu yerleşik düzene geçtikten sonra yerel koşulları ve malzemeleri tanıması, yaptığı basit aletlerin yardımı ile de mağaralardan çıkıp, kendisine konut yapmaya başladı. Bilinç ve teknoloji geliştikçe konutlar bugünkü şekillerine dönüşmeye başladı.
Yapıların çatıları da ilk başlarda yerel malzemelerden geliştirilen ürünler ile kaplanmaya en önemli fonksiyonu olan su geçirimsizliğini sağlamaya başladı.
Kilin fazla olduğu yerlerde kil esaslı ürünler, ormanlık ve sazlık alanlarda ağaç parçalarından veya sazlardan yapılmış olan çatı kaplama malzemeleri, arduvaz taşının kolay elde edilebildiği kuzey Avrupa ülkelerinde bu taştan imal edilen malzemeler kullanılmaya başlandı.
Bilim, sanat ve teknolojinin daha da gelişmesi ile birlikte bu çatı malzemelerinde estetik görüntü, dayanıklılık gibi değerler sorgulanmaya başlandı. 20. yüzyılın son çeyreğinde ise bunlara ek olarak ekonomik verimlilik diye adlandırabileceğimiz önemli bir boyut daha eklendi.
20. yüzyılın başlarında petrolün rafinerisindeki gelişmeler, gene aynı tarihlerde organik taşıyıcılar (jüt, pamuk, kanaviçe v.b) yerine inorganik (cam tülü) taşıyıcıların ortaya çıkması inşaat malzemelerinde de, özelikle su yalıtım ürünlerinde bugünkü modern malzemelerin gelişmesinde etkili oldu.
Buna en iyi örnek olarak bitümlü shingle’lardır. Çok fazla desen ve renklerde üretilen bitümlü shingle’lar; ikameleri olan metal, arduvaz ve ahşap shingle’lara göre daha ucuz ve çatı yüzeyinde aynı süreye yakın dayanımlıkları ile ön plana çıkmışlardır.
Bugün en çok bitümlü shingle tüketen ülkeler ABD ve Kanada’dır. “Aspalt Roofing Manufacturers Association”dan alınan bilgilere göre ABD içinde her yıl yaklaşık olarak 5 milyon ev çatılarını bitümlü shingle ürünleri ile kaplamaktadır. ABD’de bitümlü shingle’ın yıllık tüketimi yaklaşık 1,2 milyar m2’dir. Avrupa Birliği ülkeleri ile birlikte Rusya ve Türkiye pazarlarını topladığımızda yıllık bitümlü shingle tüketimi yaklaşık olarak 20 milyon m2’dir.
İki bölge arasındaki bu kadar büyük tüketim farkının altında toplumların davranışları ve alışkanlıkları yatmaktadır.
ABD vatandaşları müstakil evlerde yaşamayı severlerken, Avrupa kıtasında bu biraz daha sosyal bir yaşam tarzı olan apartman türü yapılarda yaşamayı tercih etmektedirler.
ABD vatandaşları çeşitli sebeplerden dolayı (iş, ailenin büyümesi) bir müstakil evi ortalama 7-10 yıl arasında kullanırken, Avrupalı insanlar apartman dairelerini veya evlerini tüm yaşamları boyunca kullanabilmektedirler.
ABD vatandaşları özel evlerini bir prestij unsuru olarak görmekte ve bahçesinden çatısına kadar yapının görselliği ile ilgilenmektedirler. Bu nedenle evler el değiştirdikçe çatılardaki malzemelerde değişmektedir. Avrupalı toplumlar daha çok evin iç konforu ile ilgilenmekte diş görünüm ise o toplu mekanda yaşayanların ortak görüşleri ve yerel idarelerin onayı ile şekillenmektedir.
Bu nedenle ABD ile Avrupalı toplumların inşaat malzemelerinde özellikle bitümlü shingle’da aradıkları performanslarda farklılık göstermektedir.
ABD’li tüketici estetik görüntüyü ön plana alırken, Avrupa’lı ise görüntü ile birlikte dayanıklılığı da ön plana almaktadır.
Bu standartların oluşumunu da etkilemektedir. Bu nedenle yazılan TS EN 544 bitümlü shingle standardı kalite ile ilgili önemli unsurları içermektedir.
TS EN 544 bitümlü shingle üreticilerinden iki noktaya dikkat etmelerini ister.
1- Bitüm miktarı 1300gr/m2 olacaktır.
Bilindiği gibi bitümlü bir malzemede su geçirimsizliği ve o malzemenin dayanımını (durabilitesini) sağlayan bitümdür. Buda yaklaşık olarak 3,0 mm ve üzeri kalıklıkta üretilmiş olan bitümlü shingle demektir.
2- Yırtılma direnci 100N’ dan az olamaz.
Bitümlü shingle ürünleri eğik çatı yüzeylerine çivi ile çakılarak uygulandığından malzemenin kendi ağırlığından doğan aşağıya doğru oluşan yerçekimi kuvveti çivinin etrafında yırtılma kuvveti olarak ortaya çıkar. Bu kuvveti bitümlü shingle ürünün içinde yer alan inorganik (cam tülü, polyester keçe) taşıyıcının karşılaması gerekmektedir. 100N yırtılma direnci olan bir bitümlü shingle ürünün kayma gücünü yenebileceği hesaplanmıştır. Taşıyıcının organik (karton, kağıt vb.) olması halinde bu taşıyıcı yağmur suları nedeni ile zaman içinde çürüyerek yırtılma direncinde azalma olacaktır.
Türk tüketici, satın alacağı ürünün makul bir süre çatı yüzeyinde kendisine sorun çıkarmadan kalabilmesi için arayacağı asgari teknik özellikler yukarıdadır. TS EN 544 standardına uygun olarak üretilmiş olan bitümlü shinge’lar bu güvenceyi tüketiciye sağlamaktadır.
Bugün pazarda ABD’den dahil olmak üzere çeşitli ülkelerden ithal edilmiş 2,0 – 3,0 mm aralığında, organik taşıyıcılı olan birçok bitümlü shingle malzemesi bulunmaktadır. Tüketici bu ürünlere karşı kendisini koruyabilmesinin en kolay yolu bu malzemeyi satın alırken, satıcıdan ürünle ilgili CE belgelerini istemesi veya kendisinin ana üretici firmanın internet sitesine girerek CE belgelerinin olup olmadığını kontrol etmesidir.
KAYNAK: İnşaat & Yatırım